28 Kasım 2011 Pazartesi

İnsan Kaynaklarında Sosyal Medya Kullanımı

Son yıllarda sıkça duyduğumuz bir kelime “sosyal medya” .

Sosyal medya, kendilerinin ya da sistem içerisindeki diğer kullanıcıların oluşturdukları bağlantı listelerine bakmalarına ve takip etmelerine imkan veren web tabanlı servisler olarak tanımlanıyor.
Facebook kullanmayan, twit ne demek bilmeyen, profesyonel network kurmada linkedin önemini bilmeyen, araştırma yaparken bloglardaki yazıları kaynak olarak kullanmayan bir kişi bulmak neredeyse imkansız.
Kullanıcı sayısının fazla oluşu, günümüz iş gücünün bir bölümünü oluşturan ve gelecek iş gücünü temsil edecek olan kuşağın yani Y kuşağının aktif olarak kullanması gibi nedenlerden ötürü ” insan kaynakları ”nında bu alana entegre olma ihtiyacı doğdu.
Insan kaynaklarında özellikle benim de şuan yaptığım gibi bilgi paylaşımı, uygun elemanı farklı platformlarda arama(adayları sosyal medyada araştırma!) ve kurumsal tanıtım faaliyetleri açısından kullanımı zorunlu hale geldi.
Insan kaynaklarında özellikle donanımlı, yetenek olarak değerlendirilebilecek iş gücünün bulunmasını sosyal medya mecralarını kullanarak sağlanabilir. Linkedin’e ilan verilebilir, facebook’taki şirket sayfasına  veya twitter da twit atarak aranan eleman bulunabilir.
Hem ekonomik açıdan, hemde şirket bilinirliğini yükseltmek, farklı kişilerin ilgisini çekmek gibi bir sürü katkı, sosyal medya sayesinde gerçekleştirilebilir.

**Artık günümüz ik’cılarının sosyal medya hakimiyetinin olması artı bir özellik.**



28 Mayıs 2011 Cumartesi

Özgeçmiş(CV) Hazırlama



Merhaba,

Başlamadan önce ; boş bir kağıt alıp yada boş bir word belgesi açıp tamamı gerçek bilgilere dayanan;  ad soyad- adres-doğum yeri-uyruk bilgilerinizi, iletişim bilgilerinizi, aldığınız eğitimleri, varsa katıldığınız seminer  ve sahip olduğunuz sertifika bilgilerinizi, bildiğiniz dilleri ve kullanabildiğiniz bilgisayar ve paket programlarını, deneyim ve staj bilgilerinizi(ayrıntılı olarak), varsa araştırma yaptığınız-içinde bulunduğunuz projeleri ve de sizin hakkınızda bilgi verebilecek akrabanız olmayan daha önce birlikte çalıştığınız 2 yada 3 kişinin bilgilerini yazın.
Boş kağıda bunları yazmanız sadece özgeçmiş hazırlarken size yardımcı olabilecek bir yoldur.

ÖNEMLİ  ! Yeni mezunsanız veya iş tecrübeniz yok denecek kadar az ise hazırladığınız özgeçmiş 1 sayfayı geçmemelidir. 1 sayfadan fazla olan özgeçmişlerin daha tecrübeli profesyonellere ait olması daha uygundur.

Boş kağıda yazdığınız bilgilerinizi sırasını çok karışık olmayacak şekilde belirleyerek , tabiî ki ad soyad bilgileriniz başta olmak üzere J yazmaya başlayın. Deneyimlerinizi yazarken önceki işlerinizde veya stajınızda neler yaptığınızı yazın. Sırf özgeçmiş kalabalık gözüksün diye gerekli olmayan bilgileri eklemeyin mesela ilkokul bilgilerinizi yazmanıza pek gerek yok. Boş kağıda yazdığınız bilgiler yazma sıranız için önerim ;

Ad-Soyad
İkamet adresi
E-mail adresiniz, varsa web siteniz.
Size ulaşılabilecek 2 adet telefon numarası(ev ve cep tel.)
Eğitim bilgileriniz
Deneyimleriniz(kronolojik)
Stajlarınız(kronolojik)
Varsa yaptığınız projeler
Aldığınız sertifika ve katıldığınız seminerler
Bildiğiniz yabancı dilleri
Bildiğiniz bilgisayar ve paket programlarını
Kişisel Bilgiler başlığı altında ( doğum tarihi ve yeri, varsa ehliyet bilgileri, uyruk, medeni durum ve erkekler için askerlik durumu)
Ve en son referanslar.( eğer referansları daha sonra isteğe göre vermek istiyorsanız; istenildiği taktirde eklenecektir gibi bir yazı yazabilirsiniz.)

Özgeçmiş hazırlarken kilit nokta, özgeçmişinizi okuyacak işvereni sıkmamaktır.
Çünkü ; İşveren, hemen hergün onlarca hatta yüzlerce iş başvurusu ile karşı karşıya kalır.


Özellikle iş ilanı verildiği zaman gelen özgeçmişleri detayları ile okuyup işe uygun nitelikleriniz olup olmadığını görmek için fazla bir zamanları yoktur.
Gelen özgeçmişlere göz atılır ve daha önceden belirlenmiş önemli noktalara bakılır.
Örneğin yaş, konu ile alakalı toplam tecrübe, önceki deneyimlerinde neler yaptığı, aranılan pozisyona uygunluğu, özgeçmişin çok dolu ama nitelik açısından boş olması gibi.

Net ve hedefine uygun bir özgeçmiş size fayda sağlar.

(DİKKAT! Bilgilerini gönderen birkaç kişiye özgeçmiş hazırlayacağım, bilgilerinizi mailtoect@gmail.com  adresine gönderebilirsiniz.)

27 Şubat 2011 Pazar

İş alanı değiştirme / Başka alanlardan İK’ya geçiş

Son yıllarda pek çok örneğini gördüğümüz, mezun olduğu veya tecrübe edindiği meslek alanından bambaşka bir meslek alanına geçişler…

Ben bunun İK kısmını ele alacağım bu yazımda.

Benim şahit olduklarımdan en ilginci, yıllarca hukuk okuyup ardından avukatlık yapan bu alanda birkaç yıl tecrübe edinen biri İK alanında çalışmak istediğine karar verip ani bir geçiş yapmak istemesiydi. Bu geçiş isteğine dikey mi desem yatay mı desem bilemiyorum ama insan içinden yıllarca hukuk okudun çalıştın ettin neden İK nedeeen ? diyor dimi?

Verdiğim örnek ilginç, fakat bu artık günümüzde sık rastlanan bir durum.

Farklı bir alandan İK’ya geçiş yapmak isteyen kişilerin İK alanında altyapısı olmadığı için önce altyapı oluşturmak için çalışmalar yapması bunların en iyi ve en kolay yolu ise belli başlı kurumların( isim yapmış firmalar, özellikle üniversiteler) İK sertifika programlarına dahil olmaktır.

Sertifika programı sonucunda hiç olmayan İK altyapısı oluşturmada önemli bir başlangıç yapılabilir.

22 Şubat 2011 Salı

Y kuşağı / Generation Y / Millenials

 


Her yerde bir y kuşağı furyası alıp başını gidiyor.
Peki nedir bu y kuşağı?
Bu kuşak özetle günümüz gençlerini oluşturuyor, şuan iş hayatına hakimiyet kurmaya başlayan kuşak işte bu.
Müsterih ol  80’ler ve 90’ların tamamı Y kuşağı, yani sen bu blogu okuyan türk evladı, yüzde 95 ihtimalle Y’sin .J (%5’lik ihtimal olmayanlara)



    Y kuşağının benim gözlemlediğim temel özellikleri:
- Sosyal medya hakimiyeti yüksek( facebook ağırlıklı sıralama yaş büyüdükçe twitter, linkedin diye devam ediyor.)
- Teknolojiyi  takip eden,
GSM operatörlerini kısa mesaj servislerini ve internetini sık kullanan,
Sabırsız,
İş yaşamında hemen yükselmek isteyen.


*millenials  y kuşağına verilen bir diğer isimdir, herhangi bir yerde karşılaşırsanız aklınızda bulunsun.

17 Şubat 2011 Perşembe

Dolce far niente






Merhaba, ilk yazımla karşınızdayım.




İş arama yolculuğunda olanların en büyük sorunlarından biri iş ararken geçen zamandaki can sıkıntısıdır.
Her ne kadar “dolce far niente(bir şey yapmamanın mutluluğu)” da güzel olsa da, kariyer hedefleri olan biri için bu geçerli olmamalı, olamaz.
Yapmanız gereken boş geçen zamanınızı iyi değerlendirip mesleki  ve kişisel gelişiminiz için size katkı sağlayacak bir şeyler bulmaktır.
Seminerlere katılabilir, belli başlı yerlerin açmış olduğu sertifika programlarına katılabilir, kendiniz geliştirmeye yönelik bir uğraş bir dil kursu yada gönüllü bir dernek çalışması da olabilir.
Ben bunları yapamıyorum diyenler de yapmak istediği işle alakalı kitaplar okuyabilir veya internet kullanarak araştırmalar yapabilir. Yapılabilitenizin* olması gereken şeyler bunlar.
(*yapabilme ihtimali olan J)


Gerçek gibi gelmeyebilir ama gerçek ve önemli olan istemek.
 ( İlerleyen zamanlarda bunları sizinle ücretli-ücretsiz seminer ve sertifika programlarını paylaşmayı düşünüyorum.)




Bunlar gibi şeyler vaktinizi boşa geçirmemenizi sağlar, bunları yaparken iş aramaya devam edip,böylelikle  olası bir mülakatta işverenin size sorabileceği;
 “- … tarihler arası bir işte çalışmadığınızı görüyorum iş aramak dışında neler yaptınız ? “ gibi sorulara karşı verebilecek bir cevabınız olur.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Başlarken..

“ikuzerine.com”u  Açma sebebim, iş arayan ve insan kaynakları alanına ilgi duyan kişilere ufak bir el feneri  görevi yapma isteğimdir.


hedefim : uzun uzun yazılar yazmak değil, insanlara faydası olabilecek ve okurken sıkılmamalarını sağlayacak yazılar yazmaktır.